Ben Kendim
                                                                                                                        

 Ana Sayfa
Resimlerim

 

 

         Ben Metin BEKTAŞ... 1962 Kastamonu Tosya Doğumlu... Adımı bana sormadan koymuşlar ama yine de severim. İlk, Orta, Lise Tahsilimi Tosya da tamamladım. Herkesin hayatına benzemeyen tek düze olmayan bir hayatım oldu hep... Sivri ve uçuk...   Okul yıllığıma  "Muhalife bile muhalif"  yazmışlardı biliyormusunuz ?  Bilimsel düşünceye verdiğim değer yüzünden yaşadığım toplumda marjinal ve anlaşılmayan bir adam oldum hep. Bilirsiniz küçük kasabaları... Ne uçuk kaçık şeylere inançlıdırlar... Değerler yeknesaktır... Farklı düşünceler korkutur... Serde şairlikte olunca kabullendiler sonunda veya ben kabullendim onları bilmiyorum hangisi... Sonunda farklı olduğumu farkeden insanlar çıkmaya başladı... Neden yazıyorum bunları bilmiyorum.  Bir gün birileri gelip masamın üstüne bir bilgisayar koydular... Hiç görmemiştim o güne kadar, Namını duyardım ama görmemiştim... Ertesi gün bir şeyler yapmaya başlamıştım daha insanlar klavyeye bakarken..Ve programcı oldum  bu gün...    Programlar  yapıp satıyorum. Ne sivri olduğumu anlayın artık....    Dükkanım var şimdi; her şeyinden çakarım   bilgisayarın   hardware   software   ne ararsanız.  NT, Unix, Linux, Windows ne ararsanız  bulunur... Programcıyız  dedik ya o kadar olacak demeyin   zor meslektir, yorar insanı geceniz gündüzünüz yoktur, ararlar gecenin bi yarısı...      Tabi bu arada Belediye bandosuna da katıldık mı sana... Hızlı öğrendik...  Çıktımı bi de müzisyenlik tarafımız ortaya... 1 yıl sonra çalmadığım enstruman kalmadı bandoda... Çok zevklidir ama... Yakından bi dinleseniz... Şef yaptılar durup dururken birde... Şef olmak iyide enstruman çalamıyorsunuz... Gerçi dinlemekte zevkli ama çalmak daha büyük bir zevkti... Çalışmalar yaparız geceleri... Korkunç güzeldir... Ama zor ya 20 kişiye haber anlatmak... Herkes bi taraftan bi şeyler üflüyor... Susun diyorsunuz susmuyorlar; bi patırtı gidiyor... Bazan karışıyor kafam bağırıp çağırıyorum... Hepside benden yaşlı aksi gibi zor oluyor... Hepsi de saygılı insanlar sağolsunlar dinliyorlar beni...Götürüyoruz bakalım şimdilik nereye kadar gidecekse...   Hayat görüşüm mü... Sormayın ya... Hiç bir prensibim yoktur... İlginç değil mi... Kızarım prensiplere...  Menfaat girince işin içine çiğnemeyen yoktur kendi prensiplerini... O yüzden baktım şöyle en iyisi boş ver prensibi dedim... Hem ufuklarımızı daraltmıyor mu prensip dediğiniz şeyler... Düşüncelerimizi sokarız kalıplara çıkmayalım efendim prensiplerimizden diye... En iyisi özgürce düşünmek ve olaylara göre prensiplerinizi yerleştirmek. Dün ağladığımız olaya gülebiliyoruz bu gün değil mi... Nerde kaldı o prensipler...Geçin efendim geçin... Acaip alınganımdır ama... Beklemekten nefret etmişimdir hep... Allah kahretsin hepte beklemekle geçer ömrümüz...

          Bazan yandaki gibi sert ve haşin bakarım ama neşeliyimdir ya genellikle... Bu güne kadar bir karınca bile incitmemişimdir. Acaip yardım severim... Şeffaf bi adamımdır. Bakınca sırtımdan karşı duvarı görürsünüz. Biri bi şey sormasın bildiğim bi konuda; Yandı valla... Saatlerce dinleyecektir zavallı... Acıyorum bazan beni dinlemek zorunda kalanlara... Ulan diyorum bu da gitti...  Zavallım ya... Ama yinede severler beni... Ben konuşmaya başlayınca işleri çıkar hep ama olsun bende severim onları... Onlarda beni severler. Geçinip gidiyoruz işte... Kafam korkunç çalışır... IQ mu sormayın dudağınız uçuklayabilir... Benim uçukladı çünkü... Hızlı anlarım ama hep yanlış anlarım aksi gibi... En büyük sorunum bu... Ya diyorum kendi kendime ANLAMA... Öyle bak... İnsanlar kendini tren gibi hissetsin önce, sonra şöyle bi tart öyle konuş; Yok efendim olur mu ? Anlayacak illa... Ulan ne kıl adamım di mi ? Böyle biriyim işte ya... İlginç, farklı ve uçuk...